Yabancı Yatırımcı Hakkında Genel Bilgiler
Ülkemizde doğrudan yabancı yatırımların özendirilmesine, yabancı yatırımcıların haklarının korunması ile yatırım ve yatırımcı tanımlarında uluslararası standartlara uyulmasına, doğrudan yabancı yatırımların gerçekleştirilmesinde izin ve onay sisteminin bilgilendirme sistemine dönüştürülmesine ve tespit edilen politikalar yoluyla doğrudan yabancı yatırımların artırılmasına ilişkin esasları düzenlemek amacıyla 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımcılar Kanun, 18.1.1954 tarihli Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu yerine 5/6/2003 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe girmiştir.
Önceki mevzuat uyarınca Türkiye’de yapılacak yabancı yatırımlar Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü’nün iznine tâbi iken, yeni Kanun ile izin sisteminden vazgeçilmiş ve bilgilendirme sistemi getirilmiştir. Böylece, yabancı yatırımcıların önündeki uzun ve masraflı bir bürokratik engel kaldırılmıştır.
Ayrıca, Yeni Kanun ve ilgili yönetmelikler ile uluslararası standartlara uygun yatırım ve yatırımcı tanımları getirilmiş; yabancı yatırımların taşınmaz edinmesi, transfer serbestisi, yabancı yatırımlarda yabancı personel istihdamı, yabancı yatırım anlaşmazlıklarının tahkim ve diğer alternatif uyuşmazlık yolları ile çözümü, irtibat bürolarının faaliyetleri gibi önemli hususlar açıkça düzenlenmiştir.
Bu Kanun, ülkemizin uluslararası yatırımlara yönelik eşitlikçi ve liberal yaklaşımı ile“yatırımcıya açık ve anlaşılır mesajlar veren” yatırımcının değişik mevzuatlar uyarınca sahip olduğu haklar ve tabi olduğu yükümlülükleri gösteren “yasal bir rehber” niteliğindedir.
Bu Kanun ile Türkiye’de doğrudan yabancı yatırım yapan;
- yabancı ülkelerin vatandaşlığına sahip gerçek kişiler
- yurt dışında ikamet eden Türk vatandaşları
- yabancı ülkelerin kanunlarına göre kurulmuş tüzel kişiler - uluslararası kuruluşlar yabancı yatırımcı olarak kabul edilmişlerdir.
DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARA İLİŞKİN ÜLKEMİZDE UYGULANAN ESASLAR ŞUNLARDIR;
Doğrudan Yabancı Yatırım Sayılan Değerler
Yeni kanun, yabancı sermaye olarak kabul edilecek değerleri, yurtdışından getirilen ve yurtiçinden sağlanan değerler olarak saymıştır.
Yabancı yatırımcı kimliğine haiz kimselerin yurtdışından getirdikleri Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nca alım-satımı yapılan konvertible para şeklindeki nakit sermayeyi veya şirket menkul kıymetlerini (devlet tahvilleri hariç) veya makine ve teçhizatı veya sınaî veya fikrî mülkiyet haklarını doğrudan yabancı yatırım olarak kabul edilmiştir.
Yabancı yatırımcı kimliğine haiz kimseler, yurtiçinden sağladıkları yeniden yatırımda kullanılan kâr, hasılat, para alacağı veya malî değeri olan yatırımla ilgili diğer haklar ile diğer kaynakların aranması ve çıkarılmasına ilişkin iktisadi kıymetleri yeni şirket kurmak veya şube açmak maksadıyla kullanmışlar veya menkul kıymet borsaları dışında hisse edinimi veya menkul kıymet borsalarından en az %10 hisse oranı ya da aynı oranda oy hakkı sağlayan edinimler yoluyla mevcut bir şirkete ortak olmuşlar ise bu değerler yabancı yatırım olarak belirlenmiştir.
Yatırım Serbestisi Ve Yerli Yatırımcı İle Eşit Muamele
Önceki Kanun döneminde yabancı yatırımcının şirket kurması, ortaklığa katılması veya şube açması halinde asgari 50.000,- Amerikan Doları tutarında yabancı sermaye getirmesi şart koşulmuştu. Yine eski kanunun yürürlükte olduğu dönemde örneğin 01.01.2003 tarihinde %100 yerli sermayeli bir anonim şirket kurmak isteyen 5 gerçek veya tüzel kişi Türk ortak toplam 50.000,-- YTL sermaye koymayı taahhüt ederken, aynı sahada faaliyet göstermek isteyen 5 yabancı ortaklı bir anonim şirketin kuruluşu için 250.000,-- Amerikan Doları sermayeyi yurtdışından getirmek gerekmekte idi.
Yeni Kanun ile birlikte artık tıpkı yerli sermayeli şirketler gibi yabancı sermayeli şirketler de Türk Ticaret Kanunu’nun öngörmüş olduğu sermaye limitleriyle kurulabilecektir.
Uluslararası anlaşmalar ve özel kanun hükümleri tarafından aksi öngörülmedikçe; Yabancı yatırımcılar tarafından Türkiye'de doğrudan yabancı yatırım yapılması serbesttir. Yabancı yatırımcılar yerli yatırımcılarla eşit muameleye tabidirler.
"ANONİM ŞİRKETLER
1. Tek kişi ile kurulabilir ortak sayısı sınırsızdır.
2. 50.000.-TL esas sermaye, 100.000.-TL kayıtlı sermaye ile kurulabilir. (1/4 u acılıs sırasında depo edılıyor)
3. Tahvil çıkarılabilir.
4. Pay devri kolayca gerçekleştirilebilir. Noterden yapılma mecburiyeti yoktur. Hamiline yazılı pay senetlerinde teslim yeterlidir. Ticaret sicilde tescil mecburiyeti yoktur.
5. Şirket pay senedinin 2 yıl geçtikten sonra satılması durumunda elde edilen kazanç tutarı vergiye tabi değil.
6. Halka açılma imkanı vardır.
7. Ortağın kamu borçlarından sorumluluğu yoktur. Anonim Şirketlerde ortağın vergi, SGK ve şirketin diğer borçlarından dolayı hiçbir sorumluluğu yoktur. Tek sorumluluğu taahhüt ettiği sermaye borcunu ödemesidir.
8. Şirket sözleşmesi ancak esas sermayenin yarısına tekabül eden ortakların kararıyla değiştirilebilir.
9. Sermayesi 250.000.-TL ve üstünde olan şirketler bir avukatla danışmanlık anlaşması yapmak zorundadır.
10. Ortakların şirkete verdiği emanet paralar, ödünçler, borçlar hiçbir koşul belirtilmeden hemen iade edilebilir.
LİMİTED ŞİRKETLER
1. Tek kişi ile kurulabilir. Azami ortak sayısı 50 kişidir.
2. 10.000.-TL Esas sermaye ile kurulabilir.
3. Tahvil çıkaramazlar.
4. Şirket pay senedinin satışı genel kurul onayı gerekli olup, satış noterden yapılmalıdır. Ticaret sicilden de tescil edilmesi gerekmektedir.
5. Şirket hissesi kaç yıl sonra satılırsa satılsın elde edilen kazanç gelir vergisine tabi.
6. Halka açılma imkanı yoktur.
7. Ortağın kamu borçlarından sorumluluğu vardır. Şirketin Vergi, SGK primi borçlarının tahsil edilemeyen kısmından tüm malvarlığıyla sorumludur.
8. Şirket sermayesinde esas sermaye öngörülmemişse şirket ortaklarının 2/3'ünün kararıyla değiştirilebilir.
9. Limited şirketlerde avukat bulundurma zorunluluğu yoktur.
10. Ortaklardan alınan tüm emanetler ve ödünç paralar, ancak tüm alacaklar ödendikten sonra geri ödenebilir.
11. Limited şirketler için sigortacılık faaliyeti yapma yasağı kaldırılmıştır. (Daha önceki uygulamada şirket türü olarak sadece A.Ş'ler sigortacılık faaliyeti yapabiliyorlardı.)
Kamulaştırma ve devletleştirme
Doğrudan yabancı yatırımlar, yürürlükteki mevzuat gereğince; kamu yararı gerektirmedikçe ve karşılıkları ödenmedikçe kamulaştırılamaz veya devletleştirilemez.
Transferler
Yabancı yatırımcıların Türkiye'deki faaliyet ve işlemlerinden doğan net kâr, temettü, satış, tasfiye ve tazminat bedelleri, lisans, yönetim ve benzeri anlaşmalar karşılığında ödenecek meblağlar ile dış kredi ana para ve faiz ödemeleri, bankalar veya özel finans kurumları aracılığıyla yurt dışına serbestçe transfer edilebilir.
Uyuşmazlıkların Çözümü
Özel hukuka tabi olan yatırım sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü ile yabancı yatırımcıların idare ile yaptıkları kamu hizmeti imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden kaynaklanan yatırım uyuşmazlıklarının çözümlenmesi için; görevli ve yetkili mahkemelerin yanı sıra, ilgili mevzuatta yer alan koşulların oluşması ve tarafların anlaşması kaydıyla, milli veya milletlerarası tahkim ya da diğer alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvurulabilinir.
Nakit Dışı Sermayenin Değer Tespiti
Nakit dışındaki sermayenin değer tespiti, Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde yapılır. Yabancı ülkelerde kurulu bulunan şirketlerin menkul kıymetlerinin yatırım aracı olarak kullanılması halinde, menşe ülke mevzuatına göre değer tespitine yetkili makamların veya menşe ülke mahkemelerince tespit edilecek bilirkişilerin ya da uluslararası değerlendirme kuruluşlarının değerlendirmeleri esas alınır.
Yabancı Personel İstihdamı
Bu Kanun kapsamında kurulan şirket, şube ve kuruluşlarda istihdam edilecek yabancı uyruklu personele, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çalışma izni verilir.
İrtibat Büroları
Yabancı ülke kanunlarına göre kurulmuş şirketler, Türkiye'de ticari faaliyette bulunmamak kaydıyla Ticaret Bakanlığından izin almak suretiyle irtibat bürosu açabilmektedir.
Yabancı Yatırımcıların Kurabilecekleri Veya İştirak Edebilecekleri Şirketler
Yabancı yatırımcılar, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen şirketler ile Borçlar Kanunu’nda düzenlenen adi ortaklık, konsorsiyum, iş ortaklığı, ortak girişim gibi isimler altında sözleşmeye dayalı olarak kurulan adi şirketleri kurabilirler veya bu şirketlere iştirak edebilirler.
Yabancı Yatırımcıların İştirak Usullleri
Yabancı yatırımcı kimliğine haiz kimseler, Türkiye'de mevcut şirketlere ortak olmak veya hisse almak için HM Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğüne; Faaliyet Belgesi, son yıl bilançosu ve faaliyet alanını ihtiva eden Faaliyet Raporu, Ticari ve sınai özgeçmişi ile ilgili ayrıntılı bilgi ve bunları tevsik edici belgeler ile Türkiye'de faaliyette bulunmak istediği konu için gerekli sermayeyi getireceğine dair niyet mektubu ile müracaat edilir.
İştirak edilecek veya hissesi alınacak mevcut şirkete ait: son 5 yıla ait bilanço ve kar/zarar tabloları, şirket ana sözleşmesinin son şeklinin yayımlandığı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi, müracaat tarihi itibariyle kıdem tazminatı yükümlülüğü, sinai tesisler için, geçerli kapasite raporu ile varsa yatırım teşvik belgesi istenmektedir.
Hisse devir işlemlerinin üçüncü kişiler eliyle yapılması halinde ortaklarca verilen noterden onaylı veya yukarıdaki şekilde tasdik edilmiş vekaletname.
Hisse devirlerinde; hisse satış bedeli taraflar arasında serbestçe belirlenir. Ancak HM Yabancı Sermaye Genel müdürlüğü, gerekli gördüğü hallerde değerlendirme yapabilir veya başka kuruluşlara yaptırabilir. Değerlendirme neticesinde mani durumun tespit edilmesi halinde izin vermez.
Yabancı ortaklar arasındaki hisse devirleri izne tabi olmaksızın serbestçe yapılır. Ancak değişiklik hakkında, değişiklik tarihinden itibaren bir ay içinde, HM Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğüne bilgi verilir. Yapılacak müracaata noterden onaylı pay defterinin bir sureti ile yeni yabancı ortaklara ilgili yukarıda belirtilen diğer belgeler eklenir. Yerli ortaklar arasında hisse devirleri de izne tabi değildir.
Şirket Devri
Şirket devri, öncelikle TBK 202. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir. "Malvarlığının veya işletmenin devralınması Madde 202-Bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur. Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar. Borçların bu yoldan üstlenilmesinin sonuçları, dış üstlenme sözleşmesinden doğan sonuçlarla özdeştir. Bildirme veya ilanla duyurma yükümlülüğü devralan tarafından yerine getirilmedikçe, ikinci fıkrada öngörülen iki yıllık süre işlemeye başlamaz.”
Ayrıca Türk Ticaret Kanunu’nun 49. Maddesi 1. fıkrasında “Ticaret unvanı işletmeden ayrı olarak başkasına devredilemez.” ve aynı maddenin 2. Fıkrasında “Bir işletmenin devri, aksi açıkça kabul edilmiş olmadıkça, unvanın da devri sonucunu doğurur. Devir hâlinde devralan, unvanı aynen kullanma hakkına sahiptir.” hükmü yer almaktadır.
Maddi ve maddi olmayan malvarlığı unsurlarına sahip ticari işletmenin devri, kural olarak bütün unsurlarının devrini kapsamaktadır. Ancak bu kural mutlak bir kural değildir. İşletme devri sırasında, taraflar sözleşme serbestisi gereği, anlaşarak bazı unsurları kapsam dışı bırakılabilir. Burada esas olan işletme devri sonrasında işletme varlığının işletilebilir biçimde sürdürülmesidir.
Ticari işletme devrinin yazılı yapılması, ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi gerekmektedir. Bu şekilde yapılan devir işlemleri tasarruf işlemi yapılmasını gerektirmeden işletmenin devralana geçmesini sağlayacaktır.
Üçüncü kişilere de devrin hüküm ifade etmesi ve devralanın işletme borçlarından dolayı sorumluluğunun başlayabilmesi için devrin alacaklılara ihbar edilmesi veya Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’yle ilanı gerekir. Ticari olmayan işletmeler (esnaf işletmeleri) için Türkiye genelinde dağıtım yapan gazetelerden birinde yapılacak ilan gerekli ve yeterli görülmüştür. Devirlerin yazılı şekilde yapılması ispat kolaylığı açısından yararlı olacaktır.
Devralan kişi işletmeyi devraldığını üçüncü şahıslara ilan ettiği veya alacaklılara ihbar ettiği andan itibaren işletmenin daha önceki borçlarından sorumludur. Devralan bu işlemlerden sonra varlığını dahi bilmediği borçlardan da sorumlu olacaktır.
Devreden, devrin ilan veya ihbarına kadar doğan borçlardan dolayı devralanla birlikte iki yıl süreyle müteselsilen sorumludur. Bu süre vadeye bağlanmış borçlarda muacceliyet tarihinden; müeccel borçlarda ise devrin ilanı veya ihbar yoluyla bildiriminden itibaren işlemeye başlar.
LİMİTED ŞİRKETLERDE HİSSE DEVRİ
– Limited şirketlerde, ortağın sermaye payını devri yani hisse devri, noterde düzenlenen devir sözleşmesi ile yapılabiliyor (TTK md. 520/5).
– Hissenin devredilebilmesi için ortakların en az dörtte üçünün onayı ve bunların esas sermayenin en az dörtte üçüne sahip olması gerekiyor (TTK md. 520/2).
– İmzaları noter tarafından tasdik edilmiş devir sözleşmeleri ile devre muvafakat edildiğini gösteren ortaklar kurulu kararının, noter tasdikli bir örneğinin ticaret sicili memurluğuna verilmesi gerekiyor (TTK md. 519).
– Ortağın şirketteki sermaye payını yani hissesini devretmesi durumunda, payı devreden ve devralan şahıslar, devir öncesine ait kamu alacaklarının örneğin vergi borcunun şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kısmından, sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar. (6183 sayılı Yasa md. 35).
– Çok kişi, limited şirketteki sermaye payını noterden devrettikten sonra işlem tamamlanmış zannediyor. Oysa ortakların muvafakatı ile birlikte, devir sözleşmesi ticaret sicili memurluğuna tescil için verilmediği sürece, devir hukuken gerçekleşmiş sayılmıyor(1). Özellikle vergi ve sigorta primi borçlarından sorumlu olmadan dolayı, olayın bu yönüne dikkat edilmesinde yarar var(2).
B- ANONİM ŞİRKETLERDE HİSSE DEVRİ
1- Hisse Senedi Olmadığı Durumlar
Anonim şirketlerde, hisse senedinin ihraç edilmediği durumlarda, “hisse devri” işleminin nasıl yapılacağı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nce ticaret sicil memurluklarına gönderilen bir genelge ile aşağıdaki gibi açıklanmıştır.
Anonim şirketlerde; nama veya hamiline hisse senedi ihraç edilmediği durumlarda;
– İmzaları noter tarafından tasdik edilmiş devir sözleşmesi ile
– Devre muvafakat edildiğini gösteren yönetim kurulu kararının, noter tasdikli örneğinin ticaret sicil memurluklarına verilmesi gerekiyor. Aksi halde, yapılan işlemler hukuken geçersiz olur.
Ortak olmayan bir kişi yönetim kuruluna seçilebilir. Ancak seçildikten sonra kendisine hisse devri yapılması, bunun da “pay defteri”ne işlenip, taraflarca imzalanması gerekiyor. Ticaret sicili memurluğunun ise yönetim kurulu üyesi olan ortağın, hissedar olduğuna dair devir sözleşmesini aldıktan sonra, durumu tescil ve ilan etmesi gerekiyor. Aksi halde yapılan tescil işleminden dolayı ticaret sicili memurluğunun da hukuki sorumluluğu söz konusu olur.
2- Hisse Senedi İhraç Edildiği Durumlar
Bununla ilgili esaslar, Türk Ticaret Kanunu’nun 415 ve 416. maddelerinde yer alıyor.
a- Hamiline Yazılı Senetler
Hamiline yazılı hisse senetlerinin devri şirket ve üçüncü şahıslar hakkında ancak TESLİM ile hüküm ifade eder.
b- Nama Yazılı Senetler
Nama yazılı hisse senetleri, esas mukavelede aksine hüküm olmadıkça devrolunabilir.
Devir ciro edilmiş senedin (ya da geçici ilmühaberin) DEVRALANA TESLİMİ ile olur. Şu kadar ki; devir, şirkete karşı ancak pay defterine kayıtla hüküm ifade eder.
Türk Ticaret Kanunu’nun 417. maddesine göre de hisse senedini teslim alan kişi, bunu pay defterine kayıt ettirdiğinde “ortak sıfatına haiz” olabiliyor.
Anonim şirketlerde limited şirketlerin aksine (yönetim kurulu üyesi olmayan), ortakların, şirketin vergi ve sigorta borçları nedeniyle 1 TL dahi sorumlulukları yok. Yönetim kurulu üyesi ortakları ise, anonim şirketin mal varlığından tahsil edilemeyen ya da tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacaklarından dolayı, şahsi mal varlıklarıile sorumlular (6183 sayılı Kanun mükerrer md. 35).
(Şükrü KIZILOT, “Şirket Hissesi Devrinde Aman Dikkat”, Hürriyet, 22.09.2010, s.11)
TTK ya göre Bakanlığın Ön İznine Tabi Şirketler Anonim Şirketler, kurulmalarından ve/veya ana sözleşmelerini tadil etmelerinden önce Bakanlığın ön iznine tabidir.
Bankalar,
Finansal kiralama şirketleri,
Faktöring şirketleri,
Tüketici finans ve kart servisleri şirketleri,
Varlık yönetim şirketleri,
Sigorta şirketleri Holdingler şeklinde kurulan anonim şirket Döviz bürosu işleten şirketler Genel antrepoyla uğraşan şirketler
Tarımsal ürünlerin lisanslı depoculuğuyla uğraşan şirketler
Ticaret borsası şirketleri,
Bağımsız denetim şirketleri,
Gözetim şirketleri Teknoloji geliştirme bölgesi yönetici şirketleri,
Serbest Ticaret Bölgesini kuran ve işleten şirketler
コメント